Kuruluşta çoğulcu bir meclisten tek parti yönetimine geçiş.
Ardından "Yeter Söz Milletin" dönemi.
10 yılda bir periyodik darbeler. Askeri Cunta rejimleri. Darbe Anayasaları, vesayet altında çok partili sistemler..
Bugün geldiğimiz noktada; kiminin tek adam rejimi, bir diğerinin parti devleti, bir başkasının isimlendiremediği, doğru-düzgün bir örneği de bulunmayan, Türkiye’ye mahsus da denilen, iktidarın Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olarak adlandırdığı ucube bir sistemle yönetiliyoruz.
Sistem, 5 yılını doldurmadan iflas etti. Ülkede adalet, ekonomi, hukukun üstünlüğü, eğitim alanlarında tekerin uçurumun kenarına dayandığını iktidarın kendisi de gördü.
Gördü ki; yeniden yetki isteyip seçim sonrası revizyon sözü veriyor.
Türkiye Cumhuriyeti ikinci yüzyıla girerken siyasal tarihinin yeni bir kırılma eşiğinde olduğu açık ve seçik ortaya çıktı. İktidar ve muhalefet tarafından da anlaşıldı-görüldü.
Söz konusu ucube sisteme alternatif hazırlamak doğal olarak muhalefetin sorumluluğudur.
Muhalefet, birbirinden çok farklı gelenek ve ideolojik yapılardan gelen 6 siyasi parti, uzunca bir süre üzerinde çalışarak üç ayrı mutabakat metni ile toplumun karşısına çıktı.
“Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem”,
“Anayasa Taslağı”, ve son olarak
“Ortak Politikalar Mutabakat Metni.”
“Ortak Politikalar Mutabakat Metni” tarihte eşine az rastlanır toplumsal sözleşmeler hüviyetindedir.
İslam tarihi, Batı tarihinde az sayıdaki örneklerinden benzeştirme yapmak gerekirse:
Tıpkı, “Medine Vesikası” gibi denilebilir. Bu vesika, Medine’deki farklı dini, siyasi ve etnik grupların katılımıyla, Hz. Peygamberin önderliğinde birlikte yaşamayı öngören siyasi-hukuki antlaşma belgesidir.
622 yılında düzenlenen antlaşma dünyanın ilk anayasası olarak da kabul görmüştür.
Tıpkı, Türkçe'de "Büyük (Özgürlük) Fermanı" anlamını içeren “Magna Carta” gibi denilebilir.
Magna Carta, 1215 yılında derebeylerin, İngiliz kralı I. John'u zorlayarak elde ettikleri hakların tümünü içeren belgeye verilen addır. İlk insan Hakları sözleşmesi olarak da kabul görür.
İnsanlık tarihinin akışında başka sözleşmeler, mutabakatlar da örnek verilebilir..
Birlikte yaşamayı, özgürlükleri, hakkın ve hukukun üstün kılındığı-gözetildiği bir sistem için yeni bir Türkiye yüzyılı eşiğinde bu fırsat değerlendirmelidir.
Muhalefet başta olmak üzere basın yayın organları, yazar çizerler, sivil toplum yapıları mutabakat metninin tanıtımında ve sonrası ile ilgili takip,denetim, güven oluşumunda misyon üstlenmelidir.
14 Mayıs, ucube sistemin tarihin çöp sepetine atılan en kısa ömürlü sistemi olarak tarih sayfalarına not düşüldüğü bir tarih olabilir.
Çok kıymetli hocam Ord. prof. Sıtkı Velicangil hocam derdi ki , " Aynı amaç için kullanılıyor diye , Sap ile Samanı birbirine karıştırmayınız. Hayatta ilk öğrenmeniz gereken budur " Evet taktik , usul ve tarzlar da sıkıntı ve eksikler olabilir , uygulamada yanlışlar olabilir , ancak STRATEJİ ve gidilen istikâmet doğrudur. Sabırla , metanetle , azimle çalışmak esastır , ve bu yapılıyor.