Seçmen otokrasinin devamı veya demokrasinin geleceği arasında sıkışmış bir durumda karar verecek..Türkiyenin seçim fotoğrafı aktörlerinde; otokrasinin devamını Cumhur İttifakı bileşenleri, demokrasiye geçişi de Millet İttifakı ve Emek ve Özgürlük İttifakı bileşenlerin görüntüsü var.İttifaklar son kararlarının ardından milletin dahli olmayan, genel merkezlerde keserek-biçerek, aşağı-yukarı kaydırarak düzenlenmiş aday listelerini YSK’ya verdiler. 14 Mayıs’ta sandığa gidecek seçmenlerin kararlarını etkilemek için, kampanya süreci start aldı.Yerelde, listelere yönelik tartışmaların, itirazların ve bu bağlamda istifaların, küskünlüklerin, sandık protestolarının son bulmadığı süreç; parlementoya kim daha fazla vekil gönderecek mülahazalarına evrilmektedir.Sürecin sahadaki yansımalarını, etkilerini okumak, yorumlamak için gözlem gerekmektedir. Henüz bu aşamaya geçemedik. Gerek listelerin yeni açıklanmış olması ve liste tartışmalarının yerini kampanya çalışmalarına bırakmaması, diğer yandan Ramazan/oruç ayının içinde olmamız parti teşkilatlarının sahada seferber olmasını bir müddet erteledi.Listelere yönelik tartışmaların, itirazların yerelde parti teşkilatlarının sahadaki performansına, motivasyonuna nasıl yansıyacak doğrusu merak konusu. Bu durum yalnızca Zonguldak iline, salt bir partiye, ittifaka mahsus da değil. Bir çok ilde aynı koşullar altında seçime gidiliyor.Yazının başında kısaca temas ettiğim gibi, Türkiye’de asıl sorun sistem krizi. Yerelde kampanya çalışması yapması gereken parti teşkilatlarının ve seçmenin kafası karışık. 2018’den bu yana yönetildiğimiz ucube-çarpık sistemde ne partiler ne de seçmen kendi olabiliyor. Kim kiminle beraber olmam dediyse, bu iddiasını yuttu ve iki gün sonra aynı çatı altında bir fotoğraf karesinde yerini aldı. Sonunda bu ucube sistemi getiren Erdoğan da yaptığı açıklamada bunu itiraf ederek “sistem revizyonu” vaadinde bulundu. Millet İttifakı kazandığı takdirde, sistemi revize değil toptan değiştirerek “Güçlendirilmiş Parlementer Sistem” vaadi vermişti.Topyekün ülkenin içinde bulunduğu durum sürdürülebilir değildir. Halk; baskıcı, otoriter, yasa-hukuk tanımaz, özgürlük alanlarının daraltıldığı, ekonominin her geçen gün daha da ağırlaştığı bir durumla karşı karşıya. Bundan ötürü yazıya “kritik seçim” ifadesiyle başladım.Her şeye rağmen seçime ve sonuçlarına odaklanmalıyız.İttifakların-partilerin sahadaki görünürlüklerine ve karşılıklarına, seçmen eğilimlerine dair gözlem ve değerlendirmelerimizi bu köşeden aktarmaya çalışacağız..
İnsan
12 Nisan 2023 - 20:09
Ucube sistem gölgesinde seçime doğru...
Türkiye kritik bir seçimin arafesinde. Tek kişi yönetiminin müdahaleleri, seçim hukukuna güvenin kalmadığı, savaş stratejisi ikliminde, toplumun ortadan bölündüğü koskoca bir ülke “demokratik” olduğu ileri sürülen bir seçim yapmaya çalışıyor…
İnsan
12 Nisan 2023 - 20:09